Arslan ÖZDEMİR

Arslan ÖZDEMİR

Diyarbakır’da düğün sezonu ve gürültü kirliliği sorunu

Diyarbakır’da düğün sezonu ve gürültü kirliliği sorunu

"Düğün neşesi korna ile değil, yürekteki sevgiyle duyulur."

Diyarbakır’da bahar ve yaz aylarının gelmesiyle birlikte düğün sezonu da tüm coşkusuyla yeniden başladı. Renkli sokaklar, süslenmiş araçlar, halaylar, davullar ve zurnalar eşliğinde yapılan kutlamalar, kentin kültürel dokusunu yansıtan en güzel geleneklerden biri. Ailelerin, akrabaların ve dostların bir araya gelerek sevinçlerini paylaştığı bu özel günler, toplumun birlik ve beraberlik duygularını da güçlendiriyor.

Ancak ne yazık ki bu güzel gelenek, zamanla bazı olumsuzlukları da beraberinde getirmeye başladı. Özellikle son yıllarda artan düğün konvoyları ve gecenin geç saatlerine kadar süren kutlamalarda kullanılan yüksek sesli korna ve müzik, ciddi bir gürültü kirliliğine neden oluyor. Bu durum, sadece bireysel bir rahatsızlık olarak kalmıyor; aynı zamanda toplum sağlığını ve sosyal uyumu da tehdit eden bir sorun haline geliyor.

Düğünler, kuşkusuz ki kültürümüzün en anlamlı ve köklü ritüellerinden biridir. İnsan hayatındaki en önemli geçiş dönemlerinden biri olan evlilik, toplumsal hafızada da derin izler bırakır. Ancak bu özel günlerin sevinçle değil, rahatsızlıkla hatırlanmasına yol açacak uygulamaların yaygınlaşması, geleneklerin özüne zarar verebilir. Özellikle konvoylar sırasında çalınan korna sesleri, sadece birkaç dakikalık bir eğlence için çevredeki insanların saatlerce süren rahatsızlığı anlamına geliyor. Bebeklerin uykusu bölünüyor, yaşlılar tedirgin oluyor, sınava hazırlanan öğrencilerin dikkatleri dağılıyor ve hastalar için dinlenme imkânı kalmıyor.

Bir düğün, bir ailenin hayatındaki en özel gün olabilir; fakat bir şehrin huzurunu bozmaya sebep olacak şekilde kutlandığında, bu mutluluğun anlamı da tartışmalı hale gelir. Toplumsal hayatta kişisel özgürlüklerin sınırının, başkasının özgürlüğünün başladığı yerde bittiği gerçeği unutulmamalıdır.

Uzun süreli ve yoğun gürültüye maruz kalmak, Dünya Sağlık Örgütü tarafından da açıkça belirtildiği üzere, ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Uyku bozuklukları, stres, anksiyete, hipertansiyon ve kalp-damar hastalıkları bu sorunların başında gelir. Üstelik gürültü, fiziksel etkilerin yanı sıra psikolojik gerginlik ve toplumsal huzursuzluğa da zemin hazırlar. Özellikle Diyarbakır gibi büyük ve kalabalık bir şehirde, gürültü kirliliği sorununa kayıtsız kalmak, ileride daha ciddi sosyal problemlere neden olabilir.

Bu sorunun çözümü, ne yasaklarda ne de cezai yaptırımlarda gizlidir. Gerçek çözüm, toplumsal bilinçte ve ortak duyarlılıkta yatar. Düğün sahipleri ve organizatörler, kutlamalarını çevreye zarar vermeyecek şekilde planlayabilir. Özellikle araç konvoylarında gereksiz korna çalmak yerine, daha sembolik ve sessiz kutlama biçimleri tercih edilebilir. Düğün salonları, ses yalıtımı konusunda denetlenmeli ve belirli saatlerden sonra yüksek sesli müziğe sınırlamalar getirilmelidir. Mahalle aralarında yapılan düğünlerde ise belediyelerin belirlediği saat ve desibel sınırlarına uyulması sağlanmalıdır.

Yerel yönetimler, zabıta ekipleri ve emniyet birimleri bu konuda daha aktif rol almalı; gece geç saatlerde yapılan yüksek sesli kutlamalara müdahale etmeli ve halkın huzurunu koruyacak şekilde uygulamalar geliştirmelidir. Aynı zamanda, medya ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla gürültü kirliliği konusunda kamuoyu bilinçlendirilmelidir.

Unutulmamalıdır ki, toplumsal yaşam empati ile güzelleşir. Kendi mutluluğumuz kadar başkalarının huzurunu da düşünmek, bize hem insan olmanın hem de medeniyetin en temel değerlerini hatırlatır. Düğünlerde coşku elbette olmalı, mutluluk elbette paylaşılmalı. Ama bu coşkuyu başkasının uykusuna, sağlığına ya da huzuruna zarar verecek şekilde yaşamak, geleneklerimize değil, sadece bireysel düşüncesizliğimize hizmet eder.

Diyarbakır’ın neşeli düğün geleneği, sokakları inletmekle değil, gönülleri fethetmekle hatırlanmalıdır.

Çünkü sevgi, sesin en güzelidir.

Ve unutmayalım:

Bir şehrin güzelliği sadece geleneklerinde değil, o gelenekleri yaşatırken gösterdiğimiz duyarlılıkta gizlidir.

Daha huzurlu, daha duyarlı bir Diyarbakır için hep birlikte adım atmak mümkün.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arslan ÖZDEMİR Arşivi