Bireysel silahlanma, ne yazık ki toplumumuzun kanayan yarası olmaya devam ediyor. Özellikle Diyarbakır’da son bir haftada yaşanan trajik olaylar, bu sorunun ne kadar tehlikeli bir boyuta ulaştığını bir kez daha gözler önüne serdi. Artık silahlar, sadece bir tehdit unsuru değil; günlük hayatımızın içinde, canların yitip gitmesine neden olan birer araca dönüştü.

Diyarbakır’da son bir hafta içinde yaşanan silahlı çatışmalarda 6 kişi yaşamını yitirdi, onlarca kişi yaralandı. Sadece bir gecedeki çatışmada 3 kişi daha hayatını kaybetti. Bu olaylar, bize bir gerçeği fısıldıyor: Silahlar artık sadece anlaşmazlıkları değil, hayatları sona erdiriyor. Bu silahlı şiddet, sadece sokak kavgalarında değil, düğünlerde ve diğer toplu etkinliklerde de rastgele kullanılarak masum insanlara zarar veriyor.

Resmi olmayan verilere göre, Türkiye’de silah sayısı 40 milyona yaklaştı. Bu, ülkede her iki kişiden birinin silahlı olduğu anlamına geliyor. Bu rakam, sorunun ne kadar ciddi ve yaygın olduğunu gösteriyor. Bir tartışmanın, bir trafikteki anlaşmazlığın veya bir düğün coşkusunun, bir saniye içinde bir faciaya dönüşmesi bu yüzden hiç de şaşırtıcı değil.

Uzmanlara göre bireysel silahlanmanın bu denli artmasının en önemli nedeni, ruhsatsız silahlara kolayca erişebilmek. Mevcut yasalar ruhsatsız silah bulundurmanın cezasını 6 aydan 3 yıla kadar hapis olarak belirlese de, uygulamada bu cezaların alt sınırının bile neredeyse hiç uygulanmadığı belirtiliyor. Caydırıcılıktan uzak bu durum, insanları silah taşımaya ve kullanmaya teşvik ediyor. Toplumun güvenliğini sağlaması beklenen yasaların yeterince işlemesi, şiddetin önlenmesi için hayati önem taşıyor.

Sonuç olarak, Diyarbakır’da yaşananlar sadece birer asayiş olayı değil, aynı zamanda toplumumuzdaki şiddet kültürünün bir yansımasıdır. Bireysel silahlanma, sadece suç işleyenlerin değil, tüm vatandaşların can güvenliğini tehdit ediyor. Bu acı tablo karşısında birey olarak bizlerin de farkındalık yaratması ve yetkililerden bu soruna karşı kalıcı, caydırıcı çözümler talep etmesi gerekiyor. Her silahın gölgesinde bir can söndü ve bu canlar, durdurulmadığı sürece sönmeye devam edecek. Güvenli bir gelecek için, bu silahların sokaklardan toplanması ve şiddet kültürünün bitirilmesi bir zorunluluktur.