YAPTIKLARINIZ YAŞADIKLARINIZLA UYUMLU MU?
YAPTIKLARINIZ YAŞADIKLARINIZLA UYUMLU MU?
Geçenlerde yolumuz yine bir vesileyle şehir betonlarından uzak bir köye düşmüştü. Hafif yokuşlu yolları çıktıktan sonra esrarengiz bir güzellikle bizi karşılayan bu köyde, doğanın güzelliği ve insanların sıcaklığı adeta ruhumuzu yeniden canlandırdı. Köylerde doğanın sunduğu tüm güzellikleri görmek mümkündür. Hele ki yazın sıcağında serin hava da içeceğimiz doğal yayık ayranı beynimize oksijeni gönderir.
Uzak köylere gittiğiniz zaman oralarda yaşayanlar; sizleri, sıcak bir tebessüm ve güzel bir samimiyetle karşılarlar. Onların dışardan gelen misafirle hiç bir sıkıntıları olmaz. Aksine mutluluk duyarlar. Ama ne var ki; onların, dostları da düşmanları da en yakınlarıdır.
Arabamızı park ettikten sonra ilk evin kapısını çaldık. Köyde herkes o kadar iyiki kime gideceğinizi seçemiyorsunuz. Hangi eve uğrasanız sanki yıllardır gurbete giden bir kardeşini görmüş gibi size samimiyet ve sevgiyle sarılırlar… evlere adım attığınız andan itibaren kusursuz bir mükemmelliyet sizi karşılıyor. Abdest için özel olarak dizayn edilmiş lavabolar… evin odalarında asılı duran Kuran’ı Kerim’ler, odaların ön taraflarında yerlere serili namaz seccadeleri, seccadelerin üstünde tesbihler sizi şaşkına çeviriyor. Acaba bu insanlar ermiş mi diyorsunuz? Onlarla Hasbihal etmek, oraların güzelliklerinden istifade etmek istiyorsunuz. Ancak; “havalar da çok sıcak oldu” diye bir konu açılıyor, nasıl oluyorsa muhabbet bir anda dedikoduya dönüyor ve işin içinden çıkılmaz bir hal alıyor; neymiş efendim geçmişte bana şöyle-böyle dedi, tavuğuma kışt dedi, kedime pişt dedi…
Abim dedim. Kusura bakmayın biraz açık konuşacağım. İçerdeki odanızın camiden farkı yok. Yani Allah kabul etsin de şimdi siz gece namazlarını da kılıyorsunuz! Bu ibadetlerinizi ne diye tehlikeye atıyorsunuz ki? Nasıl yani dedi? Bak şimdi dedim “İslam dini gıybeti büyük bir günah olarak kabul eder ve Kur'an bunu, kişinin ölü kardeşinin etini yemesine benzetir.” Ayrıca kimsenin susması ve gıybeti dinlemesi de caiz değildir. Diyor. Bu durumda beni de günaha sürüklüyorsun, dedim.
Kuran'ın getirdiği güzel ahlakla yetişen bir Müslüman, herkese İslâm'ın öngördüğü sevgiyle yaklaşmalı ve her türlü fikre karşı saygılı olmalıdır. Yaşanan sorun ve sıkıntılar karşısında her zaman uzlaştırıcı, gerilimi azaltıcı davranışlar sergilemelidir. Çünkü islam dini barışa hizmet eder. Bu nedenle Allah bizlere affedici olmayı emretmiştir.
İslamiyet, Allah'ın sonsuz merhamet ve şefkatinin yeryüzünde tecelli ettiği huzur ve barış dolu bir hayatı insanlara sunmak için indirilmiş bir dindir. Allah tüm insanları, yeryüzünde merhametin, şefkatin, hoşgörünün ve barışın yaşanabileceği model olarak İslam ahlakına çağırmaktadır. Bakara Suresi 208. ayette: "Ey iman edenler! Hep birden barış dini olan islama girin. Sakın şeytanın peşinden gitmeyin; çünkü o, apaçık düşmanınızdır.”
Yaptıklarınızla yaşadıklarınız uyumlu olsun; ikiyüzlülük yapmayın. “İyilikle kötülük eşit olmaz. Sen, en güzel şekilde kötülüğü uzaklaştır; o zaman, göreceksin ki seninle onun arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dost oluvermiştir."(Fussilet)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.