İnsan ne zaman değişime ihtiyaç duyar? Yaşamın farklı evrelerinde farklı önceliklerimiz ve farklı ihtiyaçlarımız olması kaçınılmazdır. Mevcut değer yargılarımız ve mevcut olanaklarımızla bu önceliklerimizle ihtiyaçlarımızı karşılamayacak duruma düşersek; işte o zaman yolun sonunda olduğumuzun farkına varırız ve “Değişim”, açılması gereken kilitli bir kapı gibi karşımıza çıkıverir. O kapının kilidi açılmak için bizi bekler… Değişmeyi istemek ve değişebileceğinize inanmak, değişimin anahtarıdır bunu sakın unutmayın.

Değişim, farklılaşmadır; yeni yollar, yeni çözümler, yeni baş etme mekanizmaları aramaktır. Değişim, temel değerlerimizden uzaklaşmak anlamına da gelmez.

Temel değerlerimiz, bizi biz yapan faktörlerdir. Kendi değerlerine sahip çıkamayan kişilerin, kendilerine olan saygılarını zedelemeleri kaçınılmazdır. Temel değerler yaşamımız boyunca bizimle kalır ve değişime uğramazlar.

İnsanlar kadar kamu kurum ve kuruluşlarının, derneklerin, örgütlerin ve hatta siyasi partilerin de değişime muhakkak ki ihtiyaçları vardır. Hatta zaman içinde kaçınılmaz hale gelir.

Kendini yenilemeyen her şey, yok olmaya mahkûmdur. Her değişim iyi ya da kötü bir şekilde ilerleyebilir. Önemli olan değişim sürecinin planlı bir şekilde yapılmasıdır. Tabi ki bu arada “değişim ve dönüşüm” arasındaki o ince çizgiye de çok dikkat etmeliyiz. Değişelim derken, geri dönülmez bir dönüşüme uğramayalım.

Örneğin Siyasi Partiler…

Muhakkak ki onlar için de değişim şart ve kaçınılmazdır.

Günümüz gerçekleri göz önüne alınarak, en başta İktidar Partisi olmak üzere tüm partiler kendi kendilerini değiştirmek ve yenilemek zorundadırlar.

Bunu izin verirseniz kısa bir öykü ile perçinlemek isterim:

100 yıldan beri bir çayırın ortasında kocaman bir meşe ağacı dururmuş. Bir gün şiddetli bir rüzgâr meşeyi yıkmış. Sazlıkların olduğu bir nehrin kıyısına düşmüş. Ağaç ”Nasıl oluyor da senin sazlıkların dimdik ayakta dururken benim gibi koca bir meşe ağacı yıkılıyor?” diye sormuş. Sazlıklar “Çünkü sen bizden çok daha güçlüsün” demiş. “Sen rüzgârla savaşırken biz boyun eğdik, kıvrıldık ve her bir rüzgâr dalgasıyla büküldük. Böylelikle bize vereceği zarardan sakındık”.

Demek ki bazen, değişimin karşısında durmaktansa gerçekleşmesine izin vermek daha iyidir. Çünkü Değişim; değişmeyen tek sabit faktördür. İçinde bulunduğunuz koşullara fazla takılmayın, değişin!

DEĞİŞİM ŞART!