Mustafa Yıldız

Mustafa Yıldız

Kaizen, devrimsel bir çözüm değil ama geri döndürülemez dönüşüm stratejisidir

Kaizen, devrimsel bir çözüm değil ama geri döndürülemez dönüşüm stratejisidir

22 Ekim 2024’te Devlet Bahçeli’nin herkesi şaşırtan çıkışının üzerinden yaklaşık olarak bir yıl geçti. Bu süreçte Abdullah Öcalan’ın doğrudan muhatap alınması ve topluma hitap etmesine izin verilmesi, PKK’nın kendini feshettiğini ilan etmesi ve sembolik olarak silah bırakması, çatışmaların durması, İYİ Parti dışında tüm partilerin temsil edildiği bir komisyon kurulması gibi önemli gelişmeler yaşandı. Süreç, muhalefet partilerinin büyük bir kısmı tarafından, aydınlar ve toplumsal destek açısından güvenli bir zeminde ilerliyor.

Ancak;

Son günlerde siyasal yapıların kullandıkları dilden kaynaklı olarak çeşitli gerginlikler yaşanmaktadır. Kullanılan dil taraflar arasındaki gerginliği üst seviyelere taşımaktadır. Barış hedefine doğru tarafların kararlı adımlarla yürümesi devam ederken, kullanılan dil toplumsal olarak barışa verilen desteği aşağıya çekmektedir. Ayrıca yürütülen sürecin aksamasına neden olacak bir başka faktörde kullanılan dilden dolayı toplumsal tepkinin artması, bunun yanında bazı muhalefet partilerinin söylemlerinin sonucunda, ülke genelinde sürece verilen destek azalırsa, iktidar ve muhalefet siyasi maliyet hesaplarıyla süreçten çekilebilir.

Süreci yönetenlerden özelliklede iktidarın söyledikleri süreklilik içermemektedir. Taraf olarak görülen DEM Partide de gelgitler yaşanmaktadır. Bu gelgitlerin sonucunda da halkta Kürt sorununda tarafların yürüttüğü süreçler yap boz oyunu olarak algılanmaya ve niyet okumalar başlıyor. Bu nedenle sürecin ilerleyebilmesi için, tarafların taleplerinin ve beklentilerinin akla mantığa uygun, karşılanabilir ve taraflarca kabul edilebilir olması ve ortak bir zemin bulunması gerekir. Geçen yaklaşık bir yıllık sürede, sürecin başarılı olması için atılması gereken hiçbir adım atılmamıştır.

Komisyon, tarafların beklentilerine cevap vermek, toplumsal alana sürecin sağlıklı olarak gittiğini göstermek için küçük küçük iyileştirmelerin yaparak halkın sürece güvenini sağlamak ve sürece karşı çıkan siyasal yapıların söylediklerinin boşa çıkarılması gerekir.

Türkiye’de çözüm çağrısının milliyetçi duvara çarpmaması ve çalışmaların başarıya ulaşması için, Japonların genelde üretim için kullandığı Kaizen modeli ile kendisine bir yol haritası çıkarabilir. Bunu muhalefet partileri de önerebilir. Çünkü Japonların kullandığı Kaizenmodeli sadece üretim için değil, toplumsal çatışmaları çözmede de uygulanabilir olan bir kültür modelidir. Aynı zamanda mikro düzeyde sürekli iyileştirme ve toplumsal güven inşası yaklaşımıdır.Komisyon ve iktidar şunu net olarak görmelidir ki Abdullah Öcalan sürekli demokratik entegrasyondan söz etmektedir. Bu entegrasyonun sağlanması için, toplumsal tepkinin de en alt düzeye indirilecek küçük bazı iyileştirmeler yapılmalıdır. Bu iyileştirmeler yapıldığında taraflar arasında uzlaşı ve aynı zamanda güven sağlanmış olur.

Kaizen modelinin Kürt sorununun çözümüne uyarlamak için örnek verecek olursak,

Öncelik olarak Büyük Çözümü ele almamamız gerekir. “Sürekli Küçük İyileştirmeler” Mantığını kullanmak gerekir. Küçük iyileştirmeler ile adım adım büyük çözüme gitmeliyiz.

Abdullah Öcalan için Umut hakkı ile ilgili düzenleme yapılmalı mı? Yapılmamalı mı? Kürtçe resmi dil olmalı mı? Olmamalı mı?ikiliğine sıkışmak yerine, her ay, her yıl küçük ama kalıcı dönüşümler hedeflenmelidir.

Örnek verecek olursak;

1-Kürtlerin önemli bir kısmının oy verdiği ve siyasi temsilcileri olduğu kişilerin hapisten çıkarılması. Öncelikli bir iyileştirme olur.

Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez in “Anayasa Mahkememiz bir ihlal kararı verdiği zaman tüm kurumların, tüm yargı organlarının, hepimizin buna uyması ve gereğini yerine getirmesi gerekir” demesinin sonucunda, bu açıklamayı TBMM Başkanı ve aynı zamanda kardeşlik komisyonu başkanı olan Numan Kurtulmuşun çağrısı ile yargının ortak duruşuna dönüşür. Bu ortak duruşun sonucuda Can Atalay, Selahattin Demirtaş, Osman Kavala, Figen Yüksekdağ, Çiğdem Mater ve birçok tutuklu hemen tahliye edilir. Türkiye demokratikleşme konusunda ciddi bir ilerleme adımı atılmış olur. Ceza Yargısının en başındaki isminden gelen çok ciddi özeleştiri bunun yapılmasını kolaylaştırır.

2-Yazılı, sözlü veya görsel anlatımlarladaolsa , Kürtlerin Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit vatandaşları olduğunun teslim edilmesi,

3- Kürtlerin oyları ile seçtikleri belediye başkanlarının görevlerine iade edilmesi ve kayyum uygulamalarına neden olan yasal düzenlemelerin kaldırılarak bu tür uygulamalara son verilmesi.

4-Komisyonda Kürtçe kendini ifade etmek isteyenlere izin verilmesi, TBMM tutanaklarında ki bilinmeyen dil ibaresinin kaldırılması. Dil konusunda ilk anda bölge illerine giden uçaklarda Kürtçe anonsların yapılması, çağrı merkezleri arandığında Arapça ve İngilizcenin yanında Kürtçe nin konması,Bölge Belediyelerin de ve hastanelerinde Kürtçe danışma masalarının kurulması gibi küçük iyileştirmeler fiili adaptasyonu sağlar.Bunlar kolayca atılabilecek adımlar. Atılacak bu tür adımlar, toplumsal direnci yormadan normalleştirme yaratır.

Kaizen modelinde; Çözüm, masa başında değil, sorunun çıktığı sahada üretilmelidir. Kürt sorununda başarının yakalanması isteniyorsa, karar vericiler Ankara’da değil Mardin, Diyarbakır, Van’daki gerçek deneyim üzerinden iyileştirme üretmek zorundadır.

Kaizen modeli ile yapılacak çalışmalar bize Milliyetçi refleksleri engelleyen bir dili, yaşanacak dönüşümün toplumsal kabulünü hızlandıracaktır.

Ve taraflar her ay şu soruları kendine sormalı.

Bu ay Kürtler için ne iyileşti?

Bu ay Türk kamuoyunda korku ne kadar azaldı?

Bu ay iki tarafın ortak kazanımı nedir?

Alacağımız verilerin sonucunda, yeni iyileştirmelere geçişler yapılmalıdır. Çünkü Kaizen hiçbir zaman “devrim” demez, verimlilik artışı der.

Sonuç

Kaizen, devrimsel bir çözüm değil,yorgun topluma nefes aldıran, dirençle mücadele etmeyen, yavaş ama geri döndürülemez dönüşüm stratejisidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Yıldız Arşivi