Enver Yılmaz

Enver Yılmaz

Kutsal topraklara gidemeyenler: Dolandırıcılığın acı yüzü

Kutsal topraklara gidemeyenler: Dolandırıcılığın acı yüzü

İnsanların yıllarca biriktirdiği, en kutsal hayalleriyle birleştirdiği paralar, inançları suiistimal eden bir dolandırıcılığın kurbanı oldu. Kayseri merkezli Has Danış Turizm Hac ve Umre Organizasyon şirketi, Türkiye'nin dört bir yanından topladığı milyonlarca lirayla ortadan kayboldu. Bu durum, sadece maddi bir kayıp değil; aynı zamanda inanç, güven ve umudun da büyük bir istismarı.

Has Danış Turizm, Diyarbakır'da uzun yıllardır faaliyet gösteriyordu. Son yıllarda özellikle Diyarbakırlıların sıkça tercih ettiği bir firma haline gelmişti. Geçen yıl yüzlerce kişiyi kutsal topraklara götüren şirket, bu yıl aynı inançla kapısını çalanları mağdur etti.

Ömrü boyunca hacca gitme hayaliyle birikim yapan Mehmet Altaş'ın sözleri, bu yıkımın boyutunu gözler önüne seriyor: "Yıllardır birikim yaptım. Has Danış’ın Diyarbakır’daki şubesine giderek ödeme yaptım. Önce tarih ertelediler, sonra telefonlar sustu. Şimdi kimseye ulaşamıyoruz." Diyarbakır'da yaşanan bu hayal kırıklığı, sadece parayla ilgili değil, aynı zamanda ruhsal bir yıkım da getirdi.

Şirket sahibi Hasan Danış, yurt dışına kaçmaya çalışırken yakalandı. Kendisinin bir çalışanına gönderdiği ses kaydı, bu dolandırıcılığın planlı olduğunu ortaya koyuyor: "Başaramadım. Bu ses kaydını dinlediğinizde ben yurt dışında olacağım. Bölge temsilcilerini arayıp battığımızı söyleyin." Bu sözler, sistemli bir yalan ve umutların nasıl suistimal edildiğini gösteriyor. Kayseri'deki merkez ofisin boşaltılması ve yöneticilere ulaşılamaması da olayın büyüklüğünü kanıtlıyor.

Emniyet ve savcılık soruşturma başlattı. Ancak yüzlerce hacı adayının yaşadığı mağduriyetin maddi boyutunun yanı sıra, ruhsal boyutu da telafisi zor bir yara açtı. 150-200 bin TL gibi büyük meblağlar ödeyen vatandaşlar, ne paralarını ne de kutsal topraklara gitme umutlarını geri alabiliyor. Emine Kaya'nın isyanı da durumu özetliyor: "Annem ve babamı hacca göndermek istiyorduk. Bu insanlar nasıl bu kadar kişiyi kandırabildi?"

Has Danış vakası tekil bir olay değil. Son yıllarda benzer olayların artması, dini inançların ve kutsal yolculukların nasıl bir rant kapısına dönüştüğünü gösteriyor. Hac ve umre organizasyonlarındaki denetim eksikliği, bu tür firmaların yeterince takip edilmemesi, kötü niyetli kişilere açık zemin hazırlıyor.

Kutsal bir yolculuğa çıkmak isteyen insanları dolandırmak, sadece bir ticari suç değil, aynı zamanda toplumsal vicdanı derinden yaralayan bir eylemdir. Mağdurlar sadece paralarını değil, en derin inançlarını hedef alan bir suistimalle karşı karşıya kaldı.

Bu olaydan sonra akla gelen asıl soru şudur: Toplumun yıkılan güvenini kim onaracak? Para yeniden kazanılabilir, ancak kırılan güveni ve sarsılan inancı geri kazanmak kolay değil.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Enver Yılmaz Arşivi