Meltem GÖNÜLLÜ

Meltem GÖNÜLLÜ

İyilik, insanlık sanatıdır…

İyilik, insanlık sanatıdır…

Mübarek Ramazan ayının ilk günlerindeyiz. Bu vesile ile Ramazanınız mübarek olsun; “On bir Ay’ın Sultanı” hepimizin kalbine merhamet, yuvasına bereket ve tüm dünyaya başta sağlık, huzur ve barış getirsin inşallah.

Yüreklerimiz, insanlık değerleriyle dolsun taşsın.

İnsanı insan yapan ne kadar yüce duygu varsa, hepsinden nasiplenelim.

Örneğin, SEVGİ… Tüm evreni bir arada tutabilen ortak enerji Sevgi’dir.

MERHAMET, VİCDAN, ADALET, DÜRÜSTLÜK, HOŞGÖRÜ ve bunlar gibi birçok insani değerleri yitirmediğimiz sürece insanlık ilelebet var olacaktır.

Bir de İYİLİK var ki, bence insanlığın en büyük sanatıdır.

Tabi ki, karşılıksız iyilikten söz ediyorum. Şu mübarek ayda karşılıksız iyiliklere öyle çok ihtiyacımız var ki! İçinizden ne geçerse, elinizden ne gelirse bir başka can için bir iyilik yapın, iyiliğin büyüğü küçüğü olmaz. İyilik, iyiliktir. Yeter ki, karşılık beklemeksizin yapılsın. İyilik sadece maddiyatla olmaz elbet, manevi iyilikler ruhumuzun ilacı gibidir.

İyilikte gösteriş olmaz, gösteriş için yapılırsa, zaten iyilik sayılmaz sevap da kazanılmaz.

İyilik yapmak, insanlık görevimizdir. Sevgi iyileştirir, iyilik birleştirir.

İçinde bulunduğumuz şu zor günlerde, iyilik, dayanışma ve yardımlaşmaya her zamankinden çok daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bir gerçek. İçimizde bir yerlerde en derinlerde saklanan ve sadece gün yüzüne çıkarmamız gereken bu insani değerlerimizi lütfen yeniden hatırlayalım.

Bir gün sormuşlar ermişlerden birine: "Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?” diye. "Bakın göstereyim" demiş ermiş.

Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da "derviş kaşıkları" denilen bir metre boyunda kaşıklar. Ermiş "Bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz" diye bir de şart koymuş. "Peki" demişler ve içmeye teşebbüs etmişler. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına. En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan.

Bunun üzerine "Şimdi..." demiş ermiş. "Sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe." Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa. "Buyurun" deyince her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, karşısındaki kardeşine uzatarak içmişler çorbalarını. Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan.

"İşte" demiş ermiş. "Kim ki hayat sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse o aç kalacaktır. Ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır şüphesiz.

SEVGİYİ BİLENLERDEN OLALIM. İYİLİKTE YARIŞALIM!...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Meltem GÖNÜLLÜ Arşivi