Canan Yıldırım

Canan Yıldırım

“Kadri Yıldırım’ı eleştiren iki yüzlülere gelsin”

“Kadri Yıldırım’ı eleştiren iki yüzlülere gelsin”

Evet, istemeyerek olsa da siyasete girdi.

Diyelim ki barındırmadılar ve siz haklı çıktınız.

Peki, haklı çıkınca ne oldu? Boyunuz mu uzadı?

Her gördüğünüzde “Biz sana demedik mi, onlar dinsiz imansız” diye diye onu bitirdiniz.

Ve bilin ki onun ölümünde hepinizin payı var. Unutmayın…

Demek ki içiniz hâlâ soğumamış. Şimdi sıra bana mı geldi?

Ben de ölsem, yine devam edecekler. Bu sefer sıra çocuklarıma gelecek.

Şimdi sıra bende. Size soruyorum ey imanlı dinciler:

Ona bu kadar haksızlık ve kumpas yapılırken niye sormadınız?

Siz sahip çıksaydınız, cemaat ona kumpaslar kurunca

“Kadri yapmaz!” deyip arkasında dursaydınız.

Nerede sizde o yürek?

Atıp tutmak kolay, adam öldü hâlâ “Biz demiştik” diyorsunuz.

Peki biraz da ben size sorayım:

Süreç güzel gitti, barajı aştık.

Siz, çenesi düşükler, küstünüz.

Niye? “Bize de haber vermedin.”

E hani onlar gavurdu?

Seçimi kazandık, Ankara’ya gittik.

Ooo maşallah! Paylaşılamıyor Kadri Bey!

Onunla fotoğraf çektirip reklam yapmak için

kameralara oynayanlar…

Niye o zaman haber vermediniz?

“Eşimi aday gösterecektim” diyen adam, süreç kötü gidince her beni, eşimi, çocuklarımı gördüğünde “Yahu senin ne işin vardı bu (spas dikim û paspas dikim) diyenlerin içinde”…

Hadi şimdi siz söyleyin, bu iki yüzlülük değil de nedir?

O gün dostu da düşmanı da tanıdık.

Mardin’de rektör olmaması için çalışanlar, şimdi ölüsünün arkasından bizi bırakıp

“Siyasete girdiği için dağıldık” diyorlar.

Dört gözle düşüşünü bekliyordunuz tabi, çünkü ona gücünüz yetiyordu.

Dağılmasaydınız!

Onun ölümünden hepiniz sorumlusunuz.

Onun sayesinde ve sırtından bu güne gelenler onu arkadan vurdular.

Hani derler ya, biri vurulduğu zaman eğer arkadan vurulmuşsa vuran Kürt değildir…

Evet, 2015 seçiminde sevgili müteahhit ve iş insanları, biz de size dedik:

“Yanımızda görünmeyin, süreç kötü giderse hepiniz kaçar, saklanırsınız.”

Ve öyle de oldu.

Kadri Bey’e “Bizi arama, Allah muhafaza sonra çocuklarımız işsiz kalır, ihalelerimiz iptal olur” dediniz.

Evet, ne yazık ki sizi haklı çıkardılar.

Siz kazandınız, mutlusunuz umarım.

Adamın yaşama azmini elinden aldınız.

Eve kapattı kendini.

“Biraz çık, eş dostun içine karış.” dediğimde

“Bırak” derdi, “gittiğim gibi başlıyorlar söylenmeye.”

“Sana demiştik, siyasete girme…”

Girdi, olay bitti.

Sürekli hatırlamanın manası neydi?

Akademiye dönünce de başladınız:

“Yahu emekli olmuşsun, evinde otur.

Mardin’e gidiyorsun, bu kadar parayı ne yapacaksın?”

Siz bilmiyorsanız ben size söyleyeyim niye:

Çünkü işine, kitaplarına ve öğrencilerine aşıktı.

Paraya, mal mülke aşık olsaydı kitap yerine onları biriktirirdi.

Kitapları olmadan asla nefes alamazdı.

Kendi toprağına, diline, kültürüne aşık bir adamdı.

Vücudunun çeşitli yerlerinde hâlâ işkence izleri taşıyan bir adam.

Kırık dişi vardı, hep sorardım ama söylemezdi.

Bütün ısrarlarıma rağmen…

Yıllar sonra itiraf etti:

Lise çağlarında polis “Sende eşkıya tipi var.” demiş.

Dört arkadaşıyla birlikte işkence görmüş.

Sürekli “Hangi örgüte bağlısın, itiraf et!” diyorlarmış.

Ben bunu duyduktan sonra o alnındaki koca çukur ve kırık diş…

Her baktığımda işkence görenleri hatırlardım.

O zaman anladım neden yıllarca “İlahi adaletten başka adalet yok” dediğini.

Gördüğü haksızlıkları, iftiraları şikâyet ettiği tek merci Allah’tı.

Evet, doğru. Haklı çıktınız.

Değeri bilinmedi, o da biliyordu.

Sürekli arayıp tekrar tekrar hatırlatmak, onu yıpratmak, kahretmek sizin içinizi soğutmamış belli ki.

İyi de, o öldü!

Bana “Biz demiştik, dinlemedi.” demenizdenbir art niyet olduğunu düşünüyorum.

Hadi size soruyorum, siz dindarlığınızla övünenler!

Başı belaya girdiğinde neredeydiniz?

O “ateist”, “dinsiz”, “imansız” dedikleriniz sizden daha fazla sahip çıktılar!

Bence imanınızı bir gözden geçirin.

Adalet, ahlak ve liyakat yoksa o imanın tuzu eksik, benden söylemesi.

Peki şimdi söyleyin, sizin bu ölümde payınız yok mu?

Tabii ki var.

En büyük pay ve en büyük vebal önce cemaatin ve işbirlikçilerinin boynuna.

Çünkü dedi: “Öleceğim. Bana atılan o iftiralar, zimmet suçlamaları kadar da partimin bana yaptığı…”

Bu da şunu gösteriyor:

Hiçbiriniz onu korumadınız.

Ama Allah onu hepinizin şerrinden korudu.

“Yeter!” dedi.

Öldüğüne göre hâlâ durmadan konuşuyorsunuz.

Beynini yediniz adamın.

Sizleri vicdanlarınız la baş başa bırakıyorum...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Canan Yıldırım Arşivi