Meltem GÖNÜLLÜ

Meltem GÖNÜLLÜ

Makamının Adam’ı Mı Yoksa Adam’ının Makamı Mı?

Makamının Adam’ı Mı Yoksa Adam’ının Makamı Mı?

İnsan yaşadığı müddetçe her an her saniye yeni, farklı ve hatta inanılmaz sayısız olaylara tanıklık eder. Eder etmesine de önemli olan bütün bunlardan kendi payına düşen dersi çıkarabilmesidir.

Şu sıralarda ben de büyük bir şaşkınlık içerisinde etrafımda olan biteni izlemekteyim. O kadar çok MAKAM SAHİBİ ADAMLAR, ADAM SAHİBİ MAKAMLAR var ki adeta başımı döndürüyor. Bir de tabi ki kendi kendini Makam Sahibi ilan edenler de yok değil…

Oysa makam ve mevki sahipleri asla unutmamalıdırlar ki; onlar yaşadıkları toplumda öncü ve örnek bir rol oynarlar. Onların davranışları, kişiler üzerinde doğrudan bir etki bırakır. Onlar, bulundukları çevrede sahip oldukları makam ve mevkileriyle liderlik vasfına da sahip olurlar. İşte bu nedenle güçlerini işgal ettikleri koltuktan değil de sahip oldukları karakterlerinden, vasıflarından, bilgi ve birikimlerinden alırlar.

Ne derler bilirsiniz; sağlığınızı, paranızı ve işinizi (makamınızı) kaybetmeden kıymetini bilin. Ne makam sahipleri bir anda normal vatandaş, ne zengin insanlar bir anda fakir, ne sıhhatli insanlar bir anda hasta olabiliyor. Makam var insana değer kazandırır, insan var makama değer kazandırır.

İki yakın dost varmış. İçtikleri su ayrı gitmezmiş. Bu dostluklarının asla bozulmaması, ölene dek devam edebilmesi arzusunda olan iki yakın dost; herhangi bir nedenle ayrı düşseler bile birbirlerini unutmamak ve aralarını hiçbir şeyin bozmasına izin vermemek için yemin ederler. Hatta ileride çok önemli makam mevki sahibi olsalar dahi, asla birbirlerini bekletmemek için aralarında bir “parola” belirlerler. “O ADAM GELDİ” denildiğinde asla hiçbir engel tanımadan, bir dakika bile bekletmeden hemen bir araya geleceklerdi. Sözleştiler, yemin içtiler ve aradan yıllar geçti…

İki dosttan biri çok önemli bir makam sahibi oldu.

Diğeri Makam Sahibi dostunu ziyarete gitti.

Sekretere ismini vererek, beklemeye başladı. Dakikalar saatlere yaklaşınca, adam dayanamadı ve sekretere dönerek:

  • “Galiba anlamadınız. Bu defa “O ADAM GELDİ” deyin lütfen”.

Makam Sahibinin cevabı çok gecikmez.

  • “BİLİYORUM O ADAM GELDİ AMA BEN ARTIK O ADAM DEĞİLİM!”

Makamların insanları nasıl değiştirdiğine en güzel örneklerden biri olan bu öyküde asıl olan ADAM’lıktır…

Adam olan zaten makamının hakkını verir.

Olmayan da ateş etrafında dönen pervaneler gibi yanacağı günü bekler durur. Siz siz olun asla bu pervanelerden olmayın. Eğer bir makama talipseniz, kendinizi şöyle bir ölçün tartın. Bilginiz, idrakiniz ve de en önemlisi ADAMLIĞINIZ, İNSANLIĞINIZ tamsa, siz o makama layıksınız demektir.

Çünkü makam sahibi olmak ateşten gömlek giymek gibi bir şeydir. Öyle herkes taşıyamaz. Siz MAKAMA DEĞER KATANLARDAN olun. Ve gelebileceğiniz son makamın “HİÇ’LİK MAKAMI” olduğunu asla unutmayın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Meltem GÖNÜLLÜ Arşivi