Diyarbakırlının yangın merdivenleriyle imtahanı
Hepimizin malumu olduğu üzere, 21 Ocak 2025 tarihinde Bolu Kartalkaya’da bir otelde çıkan yangın; 36’sı çocuk tam 78 canımızın ihmaller sonucunda feci şekilde hayatlarını kaybetmelerine neden olmuştur. Yüreğimizde derin yaralar açan ve adeta milletçe hepimizi toplumsal bir travmaya sürükleyen bu elim olay sonucunda hayatlarını kaybeden tüm vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabırlar diliyorum.
Bu elim olay bizlere insan hayatının ne denli ucuz olduğunu ve bir ihmaller zincirinin para hırsı ya da vurdumduymazlıkla birleşince nelere mal olabileceğini bir kez daha göstermiştir. Hem de gözümüzün içine soka soka, yüreğimizde onulmaz yaralar aça aça!
Şimdi karşılıklı suçlamaların, yetki tartışmalarının kime ne faydası var? Ölenler geri gelecek mi? Elbette ki sorumlular hesap vermeli! Peki ya böylesi bir facianın yaşanabileceğini göz ardı edenler, ya onlar?
İhtimaller, bir sonsuzluk denizi gibidir. Fakat doğru seçenek her zaman bir tanedir.
Bu denizde boğulmadan her türlü ihtimali hesaplayıp, bütün önlemleri almak da boynumuzun borcu!
GELELİM DİYARBAKIR’A:
Bolu Kartalkaya’da yaşanan facia; Diyarbakır’daki vatandaşlarımızı da derinden etkilemiş ve yetkilileri bazı önlemler almaya sevk etmiştir.
İşte bu önlemlerin başında, modern kentleşmesiyle örnek olan kadim şehrimizdeki site yöneticilerinin site sakinlerine gönderdiği bir mesaj dikkat çekmektedir. Bu söz konusu mesaj, binalardaki yangın merdivenlerini işgal ederek ardiye yerine kullanan site sakinlerini uyarıyor. Ama kimin umurunda? Kanunen de yasak olan bu işgaller, gereken cezai önlemler alınmazsa aynen devam edecekmiş gibi duruyor. Oysa:
Sitelerdeki Ortak Yerlere, Özellikle Yangın Güvenlik Hollerine ve Yangın Merdivenlerine Eşya Konulamaz. 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 2. maddesinin b) bendine göre ana gayrimenkulün bağımsız bölümleri dışında kalıp, korunma ve ortaklaşa kullanma veya faydalanmaya yarayan yerleri “ortak yerler” olarak tanımlanır.
Sevgili Diyarbakırlılar; öncelikle kendimizin, çoluk çocuğumuzun, konu komşumuzun can güvenliği için alacağımız her önlem bizlerin vazgeçilemez en baş sorumluluklarımızdan olmalıdır.
Eski Türk filmlerini, televizyon dizilerini izleyenler hatırlar.
Bina yöneticileri yangın tatbikatı yaparak bina sakinlerinin yangınlara karşı bilinçli olmalarını sağlamaya çalışırlardı. Komediyle karışık öğretici dersler veren bu tür dizi ve filmler; şimdilerde yerini abuk sabuk aşk filmlerine, gerçeklerle alakası olmayan aşiret dizilerine bıraktı ne yazık ki!
Gerçekler acı da alsa, gerçektir. Diyarbakır’daki binalarda herhangi bir yangına karşı alınması gereken tedbirler az ve yetersizdir. Binaların yangından korunması hakkındaki yönetmeliğe göre; binaya ait yangın tahliye projeleri, bina girişinde ve yangın sırasında itfaiyenin kolaylıkla ulaşabileceği bir yerde bulundurulur. Bu projelerde; binanın kaçış yolları, yangın merdivenleri, varsa itfaiye asansörleri, yangın dolapları, itfaiye su verme ağızları, yangın pompaları ile jeneratörün yeri işaretlenir. Binada yangın çıkması hâlinde olaya müdahale eden acil durum ekipleri mahalli itfaiye teşkilatı amirinin olay yerine gelmesinden itibaren onun emrine girerler ve ona her konuda yardım etmek mecburiyetindedirler.
SONUCA BAKALIM:
YANGIN MERDİVENİMİZ VAR AMA İŞGAL ALTINDA! ÜSTÜNE BİR DE HIRSIZLIĞA KARŞI MERDİVEN KAPILARI ASMA KİLİTLERLE KAPALI!
TATBİKAT YAPILMIYOR!
ACİL DURUM EKİBİ YOK!
EKİPMAN YETERLİ Mİ, BELLİ DEĞİL!
KISACA; DENETİM VE CEZAİ MÜEYYİDE ŞART!
HER TÜRLÜ AFET VE FELAKETTEN UZAK, GÜZEL GÜNLER DİLERİM…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.